Hrant Dink suikastı 18’inci yılında: Devlet gerçeklerle yüzleşmeli

“`html

Hrant Dink’in Anısına: Suikast Davasında Çarpıcı Gelişmeler

Agos Gazetesi’nin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilmeden önce yazdığı makalelerle hedef haline geldi. Son kaleme aldığı yazısında, “Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde hissediyorum, fakat bu ülkede insanlar güvercinlere zarar vermez. Güvercinler, kentin derinliklerinde ve kalabalıklar içinde özgürce yaşarlar. Evet, belki biraz ürkek ama bir o kadar da özgür.” ifadelerini kullanmıştı. Bu yazısının ardından, 19 Ocak 2007 tarihinde, İstanbul Şişli’de hunharca bir saldırıya uğradı ve katledildi.

17 Yaşındaki Ogün Samast

Suikastın tetikçisi Ogün Samast, İstanbul’dan Trabzon’a geçerken Samsun Otogarı’nda yakalandı. Samsun Emniyeti’ne götürülen Samast, jandarma görevlileriyle birlikte, “Vatan toprakları kutsaldır, asla terk edilemez” yazılı Atatürk posteri önünde fotoğraf çektirdi. Görüntülerde, polislerin “Aferin Ogün, şimdi gülümse!” şeklindeki sözleri dikkat çekti. 17 yaşındaki Samast’ın bilinçli olarak seçildiği anlaşılmakla birlikte, yaşından dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine 21 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Samast, 15 Kasım 2023’te koşullu tahliyeden yararlandı.

Yetkililerin Önlem Almadığına Dair İddialar

Hrant Dink’in suikaste uğrayacağı bilgisinin, dönemin Trabzon ve İstanbul Emniyet Müdürlükleri tarafından bilindiği ortaya çıktı. Jandarma İstihbarat biriminde çalışan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci, Dink’in hayatının tehdit altında olduğunu bildirmişti. Trabzon İstihbarat Şubesi’nin çalışanı Erhan Tuncel de, 17 Şubat 2006 tarihinde Dink’e yönelik bir saldırı planlandığı bilgisini yetkililere iletmişti. Ancak ne Trabzon ne de İstanbul Emniyet Müdürlüğü gerekli tedbirleri aldı.

Fonksiyonel Fail ve Yanlış Yönlendirmeler

Suikast öncesi Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, alınan istihbarat bilgilerini göz ardı ederek gerekli önlemi almadı. Cinayetten sonra bu bilgilere ait kayıtların silindiği iddia edildi. Akyürek, “Başkasını araç olarak kullanmak suretiyle adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırken, “resmi belgeyi yok etmek” suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin İstihbarat Daire C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer de benzer suçlardan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.

Azmettirici Erhan Tuncel ve Yargı Süreci

2004 yılında Trabzon’daki McDonald’s şubesine el yapımı bomba atarak altı kişinin yaralanmasına neden olan Yasin Hayal, Hrant Dink cinayetinin planlayıcısı olarak tanımlandı. Hayal, “tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve diğer suçlardan toplamda 14 yıl 22 ay 75 gün hapis cezasına çarptırıldı. Azmettiriciliği ile bilinen Erhan Tuncel ise, cinayetle ilişkilendirilen birçok suçtan toplamda 96 yıl 6 ay ağır hapis cezasına mahkum edildi.

İlk Yargılama Sürecinde Sadece Sivil Sanıklar

Dink cinayeti davasında avukatlarından Hülya Deveci, yaşanan hukuksuzlukları dile getirdi. İlk olarak tetikçi Samast ve azmettirici Hayal’in de içinde bulunduğu toplam 19 sivil şahısın yargılandığını belirtti. Başlangıçta “örgüt bağlantısının” araştırılması yönünde talepte bulunduklarını ancak savcılıkların soruşturma derinleştirmek adına gerekli adımları atmadığını ifade etti.

Sorular ve Belirsizlikler

Hülya Deveci, “Ergenekon” ile bağlantıların soruşturulmaya çalışıldığını; ancak somut delillerin dosyaya girmediğini kaydetti. 15 Temmuz 2016 sonrası, cinayetle ilişkilendirilen kişilerin “FETÖ” ile bağlarının olduğu yönündeki iddialar gündeme geldi. Ancak bu bağlantıların detaylı araştırılmadığını ve büyük resmi göz ardı edildiğini vurguladı.

Gerçekle Yüzleşme İhtiyacı

Deveci, “Yaşanan olaylarla ilgili kamu görevlilerine dair yargılanmalar, geçmişte gizlenmeye çalışıldı. Hrant Dink’in Ermeni kimliği ve barışçıl görüşleri, onu hedef haline getirdi.” diyerek dikkatleri yine devletin yapısına çekti. Bu süreçlerin açığa çıkarılması ve gerçeklerin ortaya konması gerektiğini ifade etti.

Yargı Sürecine Dair Umutlar

7 Şubat’ta kamu görevlileri ile ilgili yapılacak karar duruşması hakkında konuşan Deveci, bu dosyanın yargılanmasının hemen yanı başında olan siyasi dengeler nedeniyle eksik kalabileceğini dile getirdi. Bu cinayet davası, Türkiye tarihinin en dikkat çekici kamu görevlisi yargılamasına dönüşen bir süreçte yaşandı. Sadece sivil sanıklar yargılanmadı, bu davada birçok kamu görevlisinin de sorumlu tutulduğunu belirtiyor. “Herkesin bu cinayetle ilgili gerçekleri bilmeye hakkı var” diyerek son sözlerini de ekledi.

(MEZOPOTAMYA AJANSI)

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir